Karanlığı aydınlatan yalnızca otomobillerin far ışıkları.
Uyur uyanık haldeyim. Klimanın serinliği yüzüme çarpıyor. Kapatıyorum.
Muavin ikram ediyor.Ne alırsınız sayıyor. Çay kahve kola meşrubat. Uykulu uykulu çay diyorum. Nerdeyse dövecek gibi çay veriyor.
Bardağın dibinde su. Biraz sıcak su istiyorum istediğime bin pişmanım.
İstanbul”da uğramadığı semt kalmıyor otobüsün.Belediye otobüsü gibi adeta.
Oysa bin bir naz ile bilet sattılar. Çaresizim ya. Gece mutlaka bu yola çıkmam gerek anlıyorlar sanki. İnadına nazla bilet satıyorlar.
Yahu ben tam kırk yıldır bu firma ile gider gelirim. Gittikçe personeli saygısız ve kaba olmaya başladı..
Neyse uzun bir İstanbul turundan sonra nihayet Eskihisar vapur iskelesindeyiz.
Sıra ile araçları alıyorlar.Nihayet arabalı vapur hareket ediyor.
Otobüsün içi sıcak.iniyorum. Püfür, püfür esiyor.
Hani şöyle yukarı kata çıkıp bir bardak çay içmek geçiyor içimden. Merdivenleri çıkmak zor geliyor.
Vapurun yan kısmından denizi seyretmek istiyorum.
Ay ışığında denizin rengini anlamak zor Kapkaranlık gece sadece ay ışığı vuruyor deniz üstüne zifiri karanlık.
Ay inanılmaz güzel parlıyor.
Yakamozlar aman Allah”ım bu ne muhteşem bir manzara.
Bir anda her şeyi unutturuyor bana.
Bu yolculuğa çıkma nedenim ,hastane yoğun bakımda yatan hastam.
Bütün dertlerim sıkıntılarım uçuveriyor aklımdan.
Birden Kendimi farklı bir dünyada buluyorum. ( Deniz ve mehtap ) içimden bu şarkıyı söylemek geçiyor.
Yakamozları uzaktan seyretmiştim. Herkes te görmüştür.ne var bunda mı diyeceksiniz.Öyle bir güzelliğin içindeyim ki.
Hiç öyle yakından görmemiştim. Simsiyahtı deniz.Sadece vapur hareket ettikçe ak köpükler vapur çevresinde seçilebiliyor
Etrafıma bakıyorum. Acaba bir ben miyim bir ben miyim mehtaba dalan.
Bir ben miyim yakamozları seyre koyulan.
Yaşlı bir çift el ele mehtaba dalmışlar.Hiç konuşmuyorlar.
Bir çocuk koşuyor babası arkasında yetişmeye çalışıyor.
Tam köşede genç bir çift onlar mehtabın farkında değiller.Bir şeyler tartışıyorlar.
Tekrar denize bakıyorum
Karanlık Etrafta tek ışık görünmüyor. Vapurun motor sesi var sadece. Birde ay parlıyor ışıl, ışıl
Hiç yakamozları bu kadar yakından görmemiştim.
Elimi uzatsam tutacak gibiyim.Buz kristalleri gibiler.
Vapur tam ortasından geçiyor. Oynaşıyorlar kristaller.
Hiç birbirine değmiyorlar pırıltıları elmas gibi.
Daha yakında olmak istiyor insan. Avuçlarıma almak kristalleri yakalamak istiyorum.
Vapurda değil yüzüyor olsa idim ne hoş olurdu.
Yakamozları alma şansım olurdu belki.Olmadı hayallerimde rakseden kristallere
Ulaşamadım.