Çiçek
Güzelliğin kendisi. Sevginin gözlere yansıması.Bazen bir minik bebek.Bazen afacan bir çocuk. Kokular saçan. Haz veren.Çiçek.Binlerce türü kokusu rengi olan.
Bazen koklamaya kıyamadığımız nazlı gül, bazen mor bir menevişe.saksıda salkım saçak açan adı begonya, sardunya.Bahçelerde boy atmış karanfiller. Kokusu ile haz.veren .
Gözlerinizin önünde kadife çiçekleri. Kır çiçeklerine ne demeli. Yemyeşil çayırlar arasında rengarenk. Bazen dikenlerin bile güle benzer çiçekleri. Gelincikler.Onlar bozkırların al gelinleri.Lale, sümbül,menekşe gül .Çiğdemleri unutmamalı.Bahar kokulu.Papatyalar beyaz gelinleri çıplak tepelerin.
Dalında seyretmeye doyamadığımız gül…İşte bir dilberin saçları arasında .Bir başkasının göğsünü süslemiş.Al rengi ile davetkar.Cüretkarda üstelik. Kiminin tebessümü gül, kiminin nefesi gül kokulu. Kimi zaman gül yanaklı bebek.Kimi zaman gül dudaklı sevgili..
Sevgiler anlatılır.gülün diliyle,Karanfilin kokusunda aşkın sesi var.Menekşeye benzer gözler..Gül tenli gül dudaklıdır sevgililer.Gençliği anlatır altın gözü papatyalar.Sümbül güzel kadının ismi, Gelincik bozkırların bahar çiçeği. Çiçekler çiçek gibi hepsi
Çiçek sevgi,çiçek sevda. Çiçek güzel.çiçek güzellik.!
Çiçekler hayatın kendisi.
Bir varmış bir yokmuş diye başlar masallar.Öyle başlıyor nazlı gülün masalsı destansı öyküsü..Hiç dalından gülü kopardınız mı ?
Gözlerinizi kapayın.Hayal kuralım birlikte. Gül deyince hemen kopardınız mı onu dalından ?
O ağacında dipdiri idi ,canlı hayat doluydu. Siz koparmadan önce.Sabah esen melteme uymuş dans eder gibiydi. Nazlı,nazlı uymuş melteme eşlik ediyor, üzerinde inci tanesi gibi şebnemler parlıyordu güneşin doğuşuyla.Ama siz onu koparmadan önceydi.
Sevdalıydı oda.Benim gibi sizin gibi. Hepimiz gibi.Sabahın serinliğini akşam grubunun kızıllığını özlüyordu. Uzak tepelerin ardından duyduğu dalgaların sesine hasreti vardı.
O gül yalnızdı. Ama yinede yaşıyordu. Canlı,hayat dolu minik yüreği ürkekti.Heyecanlıydı.Vuslatı bekliyordu.
Yüksek kalelerin bedenleri korkutmuyordu.Çünkü o sevdalıydı.
Durun açmayın gözlerinizi dinleyin , dinleyin ne olur.Denizin uzaklardan yankılanan sevda raksını.Ona eşlik eden sessiz çığlıkları. Duyun !!
Vuslat ne zaman , ne zaman ?
Şimdi uzatın elinizi ve koparın o gülü…
Açın gözlerinizi ne kadar da narin. Ne kadar da güzel.. Koklayın. Şimdi kopardığınız anda. Artık o kokuyu az sonra duyamayacaksınız. Kopardınız onu.Parmaklarınızın arasında. Bir damla su Göz yaşı o kopardığınız gülün.O bir damla .Buhar oluverdi.
GÜL !!
Yalnız gül öldü.Yaşıyor soluk alıyordu. Ruh bedenden uçtu, gitti…
Bir damla suyun buhar oluşu gibi….
Hayatı sona erdi. GÜL öldü.Vuslata erdi..
Minik bir tohumdu. Toprakta yeşerdi, filizlendi. Sonra gonca güller açtı. Mis kokulu.Renk renk güller fışkırdı toprağın sıcak yumuşak bağrında.
Soluverdi.Gül öldü !!
Bir damla su gibi buhar oluverdi !!