UĞUR İLYAS CANBOLAT
Hasbahçe’nin haslarına, hasbilerine, gönülden sevenlerine yürekten selamlar” diyerek başlıyordu program.
Turgut Tunç’un 1,5, 2 saat kadar telefonla katılımın, hediyelerin verildiği bir programı vardı. Çok hareketli, keyifli bir programdı.
Bu programın ardından HASBAHÇE banttan yayına giriyordu.
Gece 24.00 ten sonra yayına giren ve 25 dakika süren bir programdı.
Sanırım bir dönem gündüz saatlerinde de tekrarı oldu.…
Hafta sonu Üsküdar Fm’in Bağlarbaşı Şetaret sokaktaki 3 katlı beyaz binasına gider haftanın 5 programının kaydını yapardım.
Bir hafta boyunca gece yarısı yayınlanırdı.
Çok keyifli bir programdı, aynı zamanda öğretici idi.
Tatlı bir sohbet havası içinde, Hasbahçe’de öğrendiğim ulaştığım bilgileri paylaşıyordum. Kültürümüze, edebiyatımıza, tarihimize, yaşayışımıza dair pek çok konuyu bu çerçevede sunmaya çalışıyordum.
…
O dönem Zafer dergisi İstanbul Şubesinde çalışıyordum.
Hafta içinde normal işimizi yapmakla beraber Pazar günleri kendi istirahatimizden zaman ayırarak bu kaydı yapıyor Zafer Dergisi’nin bir kültür hizmeti olarak sunuyorduk.
Derginin ismi, telefonları program sonunda duyuruluyordu. Bu sebeple dergi ile tanışan pek çok insan olmuştu.
…
Hasbahçe programı beni biraz daha radyoculuğun içine çekmişti..
İlk acemilik havasını dağıtmış artık daha iyi şeyler söyleme, daha yararlı bir şeyler yapma gayreti içinde idim.
Bu programın isim babası yine Üsküdar FM’in Yayın Yönetmeni gazeteci yazar Fatih Uğurlu idi.
Üsküdar’da Sahaflık yapan Fatih Uğurlu bu görevi de yürütüyordu.
Radyo ile diyalogumun gelişmesinde hep onun itmesi vardır.
…
Hasbahçe programı zaman içinde çok mektup alan bir program oldu.
Zaman zaman bunlara da yer vermeye başladım. Radyonun yaptığı toplantılarda programdan söz edilir olmaya başlanmıştı.
Dinleyiciler kendi aralarında adeta bir “Hasbahçe dinleyenleri” gibi bir kavram oluşturmaya başlamışlardı.
…
Üsküdar Fm’deki bu programa bir süre sonra edebi değeri olan yazılar gelmeye başlamıştı.
Bunlara yer verdikçe kalite giderek yükseliyordu. Aslında kalemi olan, yazma becerisi olan ve bunu iyi yapan insanların sesinin de duyulmasına vesile olmaya başlamıştı.
O kadar ilerledi ki bu durum programda ele aldığım konulara ilişkin daha sonra ciddi denemeler gelmeye başlamıştı.
…
Fahriye Abla (Erdoğan) gibi pek çok değerli büyüğümüzle bu dönemde tanışmıştık.
Onun Hasbahçe’de işlenen konulara ilişkin oluşturduğu bir ajandası bile olmuştu.
Dinleyiciler arasında zaman zaman bazı konularda fikir ayrılıkları oluyor buda bana gelen mektuplarda ortaya çıkıyordu. Tatlı bir münazara ve fikir müsahabelerine dönmeye başlamıştı giderek.
Kendi düşüncelerini gayet edebi ve aynı zamanda delilleriyle ortaya koyan yazılardı bunlar.
…
Ele alıp işlediğimiz konuları bütünüyle hatırlamıyorum elbette… Ama program için yazdığım metinleri tekrar gözden geçirme imkanı bulursam belki onları da yazma fırsatımız olur.
…
Evet bir Hasbahçe idi geldi geçti…
İçinde güzel paylaşımlar yer aldı.
İnşaallah faydalı olmuştur.
Mayıs 24th, 2007 saat 9:40 pm
Aman Yarabbim.
Hasret bittimi. Vuslat geldimi.
Hasbahçe gülleri Has sahibine kavuştumu.
Ne güzel olmuş Hasbahçenin has sahibi.
Gülleriniz susuz kalmasın.Hasbahçenin gülleri sümbülleri ,menekşeleri el ele gönül gönüle sevdanın yolundalar.
Çıkmaz sokaklar dik yamaçlar yok artık.
Bu kadarı hatırımda kalanlar bir kıymık ama hatıraları umutları çok büyük.
Daha çok daha da fazla yazacağım kesin.
Hasbahçe benim dünyam.
Bahar geldi yine.Eline yüreğine sağlık.
Fahriye Erdoğan Dediki:
Mayıs 25th, 2007 saat 12:24 am
SADECE PROGRAM DEYİP GEÇMEK YANLIŞ OLUR.
HASBAHÇE GERÇEK SEVGİNİN DOSTLUĞUN BİRLİĞİN ADRESİ OLMUŞTU.
PROGRAMDAN ÖTEYDİ.
OKUNAN HER MEKTUBUN SAHİBİNİ TANIMAK ONLARLA HEM HAL OLAMAK GÜZELDİ.
HASBAHÇEDE AĞIRLANAN DEĞERLİ KONUKLAR, MEKTUPLA KATKIDA BULUNANLAR.CANLI TELEFON BAĞLANTILARI İLE YÜREK DOLUSU SELAMLAŞTIĞIMIZ.
ARDINDAN BİR ARAYA GELMEK İÇİN FIRSATLAR KOLLADIĞIMIZ SEVGİ BAHÇESİ İDİ.
ŞU AN AKLIMA GELEN BİR SASSSIZ OZANIMIZ, PEMBE ZARFLI ASLIHANIMIZ,ZEYNEP ÇALIŞKAN,AYŞENUR VE EMİNE AYDEMİR ,FEVZİ KÜTÜK VE DAHA NİCE GÖNÜL DOSTLARI.
BİR İKİ SATIRLA ANLATILAMAYACAK KADAR GÜZEL SADECE YAŞAMAKLA ANLAŞILACAK BİR MEKAN.
BELKİ HAYAL GİBİ AMA SEVGİNİN YAŞANDIĞI YERDİ.
>BURADA EN ÇOK SABIRSIZLIKLA BEKLEDİĞİMİZ İSE DEĞERLİ HOCA HALUK NURBAKİ”NİN ZAMAN ZAMAN PROGRAMLARA KATIILMASI YADA SABIRSIZLIKLA BEKLEDİĞİMİZ KONFRANS GÜNLERİNİN İLANI İDİ.
BU BİZLER İÇİN BULUNMAZ FIRSATTI.
KONFERANS GÜNLERİ HASBAHÇE ŞENLİĞİ GİBİ İDİ.
HERKES BİRBİRİNİ GÖRÜYOR TANIYORDU.
BİR RADYO MİKROFNUNDAN YAYILAN DALGALAR YÜREKLERE İNİYORDU.
BU FORMATTA SÜREN ÇIKRIK.YELPAZE VE YELDEĞİRMENİ PROGRAMLARINDAN SÖZ ETMEMEK HATA OLUR.
BUNLARIN YAPIMCISI TEK BİR KİŞİ SEVGİ DOLU YÜREĞİNİ ORTAYA KOYAN BİRTAKIM SIKINTILARI BİZLERE YANSITMADAN YÜKLENEN HİZMETE GÖNÜLLÜ SEVGİLİ UĞUR İLYAS CANBOLATTI.
ÜSKÜDAR FM “DE GERÇEKTEN BÜYÜK BİR ÖZVERİ İLE GAYRET GÖSTERMİŞ. DİNLEYİCİSİNİ RADYO FREKANSINA BAĞLAMIŞ DEĞERLİ VE ÇALIŞKAN. ÖZEL VE GÜZEL DOST.
TEŞEKKÜRLER.SANIRIM HASBAHÇE SÖZ KONUSU OLUNCA BEN DAHA ÇOK YAZACAĞIM.
GÜN GÜN AJANDA TUTTUĞUM. PROGRAMI BİTİRDİĞİ ZAMAN İSYAN ETTİĞİM. DEĞERLİ DOST.SONSUZ BAŞARILAR.
ÖYLE ÇOK ANLATACAKLARIM VAR Kİ.HALA GÖNDERDİĞİM FAKSLARIN KOPYALARI.PROGRAMLARIN PEK ÇOĞUNUN KASETLERİ ELİMDE.
BİR HASBAHÇE PROGRAMINDA KARDELENDEN SÖZ ETMİŞTİNİZ.
ÖYLE ETKİLİYDİKİ.VURULMUŞTUM ADETA.MERAKIM ARTMIŞTI. ARAŞTIRMA GEREĞİ DUYDUM.
EDİNDİĞİM BİLGİLER VE GÖNLÜME İNEN SEVDASIYLA BİR DENEME YAZISI ÇIKTI ORTAYA.
İLK HASBAHÇE PROGRAMINDA SİZ OKUDUNUZ. ÇOK BEĞENİLMİŞTİ.
ŞU ANDA İSE BİR BAŞKASININ İMZASI ALTINDA YAYINLANIYOR.ŞU SON GÜNLERDE BU KENDİNE GAZETECİ DİYEN ADAMIN YÜREĞİMİ KALEMİMLE BİRLEŞTİRDİĞİM O GÜZEL ESERİMİN ÇALDIĞI
GÜNLERE RASTLAMASI HASBAHÇENİN KAPILARININ ARALANDIĞI GÜNLERDE OLMASI BENİ ÖYLESİNE HEYECANLANDIRDIKİ.KARDELEN HASBAHÇE ÇİÇEĞİYDİ.
KİMBİLİR BENİM GİBİ KAÇ DİNLEYİCİNİN YÜREĞİNDE BÖYLE SEVGİ ÇİÇEKLERİ AÇMIŞTI.
BİR RADYO MİKROFONU. ARDINDA GÖNLÜDE GERÇEK SEVGİ TAŞIYAN BİLMEDİĞİMİZ TANIMADIĞIMZ BİR GENÇ.
NEYİ BAŞARDI BİLİYORMUSUNUZ.
GERÇEK DOSTLUKLARIN TEMELİNİ ATMAYI. O SARSILMAZ KALELERİN MUZAFFER KOMUTANI.
BÖYLE YAZMAMI ABARTILI BULANLAR OLABİLİR AMA GERÇEKLER GÖZ ARDI EDİLEMEZ.
ARADAN GEÇEN ONCA YILDAN SONRA.ORDA O FREKANSTA GÖNÜL VERDİĞİM DOSTLARIMLA HALA DEVAM ETMEKTEYİZ. BU ÇOK ÖNEMLİ .HEM DE PEK ÇOOOK
ÇOK MUTLUYUM.
HASBAHÇEMİN KAPISI ARALANDI.
VE ESKİ DOSTLAR .HASBAHÇE SAHİBİNİN TABİRİ İLE HASLAR HASBİLER GÜLLER GÜLYÜZLÜLER YENİDEN HASBAHÇEDE SEVGİYİ YAŞAYACAK.
ÇÜNKÜ SEVGİ ANLATILMAZ HASBAHÇEDE YAŞANIR.
Fahriye Erdoğan Dediki:
Kasım 8th, 2007 saat 2:40 am
Şöyle gezinirken yolum yine Hasbahçeye düşüverdi.
Titredi yine yüreğim minik serçeler gibi hatıralar deryasına dalıverdim.
Elimde hasbahçe ile ilgili pekçok not var ama gecenin bu saatinde onları karıştırmak ta içimden gelmiyor.
O günler yaşanıldı geçti gitti ama bıraktıkları izleri çok anlamlı idi.
Bir konu hatırlıyorum.”Mavi Gül “Ne çok tartıştık Has bahçede Mavi gülü.
Bir gece ansızın çıkıverdi Pembe Zarflı Aslıhan.Ben Mavi Gülüm deyiverdi.
O zaman sanki tartışmanın son roktası olu verdi.
Mavi gül varmı yokmu denirken bitiverdi.
Ama ben elime aldım kokladım.Onları Canlı idi diri idi Ne Pembesinden.ne alından Ne beyazından.ne sarısından farkı vardı.
Maviydi güller yeşil yaprakları arasında. Bundan tam 39 yıl önceydi Nur içinde yatsın rahmetli babam getirmişti hastane odasına .
O yıllarda T.B.M.Meclisinin bahçevanı yetiştirmişti.
Hala hatırlarım gece nöbetindeki hemşirenin gizlice mavi gülü alıp odadan usulca çıkışını,
Yinede Hasbahçe denince güller, sümbüller.nergisler. hasılı çiçekler geliyor akıllara.
Güzel ve hatıra yüklü bir kervandı.Geldiii geçtiii.
Fahriye Erdoğan Dediki:
Mart 31st, 2008 saat 7:02 pm
Yeniden merhaba
uzun bir zaman geçti belki hatırladığım kadarıyla o ajandayı size verdim.İnşaallah açıp bakarsanız Hasbahçe günlüğü ve hatta konuları da gün ışığına çıkar. Sevgiyle ve hasbahçede kalınız:..
--------------------------------------------------------------------------------