ADALET Mİ SAYGI MI SEVGİ Mİ ?
Aylardan Haziran günlerden takvim 11 i gösteriyor.
Hastanenin gözlem ünitesindeyiz. Acil müdahale servisine böyle diyorlar.
Son dakikada yetiştirdim annemi..Yoğun bakıma aldılar. Doktorlar telaşlı..Birtakım tahliller istediler. Labaratuar sonuçları iki saat sonra verecek.
Bir odadan ötekine git gel. Aşağı in yukarı çık iki saat doldu . Raporları aldım doktorların elinde.
Seccade üstüne yığılıp kalmıştı. O anı hatırlamak bile üzüntü veriyor.
Teşhis koyuyor doktorlar Kalp krizi.
.
Uzun bir bekleyişten sonra nabız ve tansiyon düzeldi diyor doktor..Bir süre daha makinaya bağlı kalmalıymış.
Yeni tahliller istediler. Sonuçları bekleyeceğiz. Doktorlar gözetim altında olmalı diyor.
Çok kalabalık bir yerde olduğumu oradaki insanların yüksek sesle konuşmalarından anlıyorum.
Yorgun düşmüştüm. Bir kanepeye ilişivermiştim. Amacım koşmaktan şişen ,ağrıyan ayaklarımı dinlendirebilmekti.
Koro halinde konuşuyorlardı.Hepsi aynı anda ve yüksek sesle.
Sesler uğultu gibi yankılanıyordu hastanenin duvarlarında.
Uyumuşum oturduğum yerde.Sessiz olunması gereken hastane koridorunda bağırmalar zıplamama neden oldu.
Bu gürültüyü çıkaranların yakınları da yoğun bakımda idiler.Rahatsızlık duymama rağmen sızlayan ayaklarımın dinlenmesi için katlanmaya karar verdim.
-Polis memuru sordu .Orta yaşlı hanıma .Neyiniz olur ?
-Neden zehirledi kendini ?
-Cahillik işte memur bey. Kayınvalide ile tartışmış…
-Sordu polis Kaç yaşında ?
-Dedim ya memur bey.Cahil işte 20 yaşında.Ne olur Karakola bildirmeyin.
Bu arada şık giyimli kır saçlı bir bey söze karıştı.
-Elbette böyle olur efendim.Adil olmazsa kayınvalide gelinde intihar eder..
Adamın sözlerinden ailenin yakını olduğuna kanaat getirdim.
Kısa bir sessizlik oldu Oh dünya varmış.dalmışım yine.
_Ağabey valla o dört köyün hepsi de katil.dedi bir adam.
-Biz burada şahit olarak bulunuyoruz.
-Eee diye sordu bir başka hasta yakını merakla
-Hani dün televizyon gösterdi,diyerek devam etti.sekiz ölü ,dört yaralı.Jandarma”dan da korkmuyorlar.
Nasıl olur?
-Oluyor işte mera yüzünden birbirlerini vurdular.
Yine kır saçlı iyi giyimli bey söze karıştı.
-Adalet efendim adalet yok.Tabi köylüde mera yüzünden birbirini vuracak..
Bir başka bey atıldı.
-Ah o nefs yok mu? O yaptırıyor bunları.
Öfke ile konuştu kır saçlı bey..
-Ne demek efendim.Adaletsizlikten oluyor.Batıya baksanıza orada adalet var örnek almalı…
Bu konuşmalar bir hastanenin yoğun bakım ünitesinin koridorun da geçiyor.Çok yorgunum. Anneciğim bitkin.Serumlar makineler,ilaçlar ve yaşamla ölüm arasında ki ince çizgi üzerinde.
Umutsuzca demir kapının ardını görebilmek için bakıyorum..
Annem.
Şefkatin sevginin adı .Nasıl oldu acaba ? Kardeşim çıkıyor kapıdan.Annem iyiye gidiyor.Serum tuzlu olduğundan, şekeri yükselmiş. 1.5 litre su içmesi gerekiyor. Sen dinlen ben başındayım diyor. Oh derin bir nefes alıyor. Şükrediyorum.
Yine dalmışım.
Hastanenin duvarlarında ıslık gibi bir ses yankılandı. Gözümü açtım.Ellerini çırpıyordu kır saçlı iyi giyimli adalet meraklısı bey.
-Nihayet öğrendim..derken ellerini çırpıyor du sevinçle.
Ne olabilir di hastane koridorlarında öğrendiği müthiş haber ?
-Hani tabanca ile intihar eden vardı ya ..Onun tabancasındaki kurşun değil saçma imiş.Eee ne olacak memlekette adalet yok ki !
Artık sabrım tükenmişti.Akşam ezanından beri o koridordayım.Bir adalet türküsü tutturmuş. Sanki mecburmuş birilerine bir şeylere kızmaya.Üstelik saygısı da yok.Gösteriş meraklısı kır saçlı iyi giyimli bey.
-Adaletten söz ediyorsunuz.Bunların adaletle ne ilgisi var.
-Saygıdan yoksun olmuşuz.Toplumda saygı kalmamış.Adaletten söz etmenize rağmen,herkesi özellikle hastaları
rahatsız ediyorsunuz.
Ters, ters baktı bana öfkelenecek hatta kızıp bağıracak sanmıştım.Döndü arkasına bile bakmadan merdivenleri hızla çıkıp gözden kayboldu..
Ortalık derin bir sessizliğe büründü..
Güvenlik görevlisi yaklaştı .
-Siz söylemeseydiniz hepinizi dışarı çıkartmak zorunda kalacaktık. Kır saçlı iyi giyimli beyin hastası ise dördüncü katta yatıyormuş.
Yoğun bakım ünitesinin kapısı açıldı. Doktor çağırdı.Yeni tahliller yaptırmanız gerek. Annemin yanındayım…Gülümsüyor, rengi düzelmiş. Güller açıyor yanağında o gülünce içim ısınıyor o tatlı gülüşle. Umut doluyor yüreğim. Yine şükrediyorum.
Çok genç delikanlı.Kolunda serum var. Rengi sararmış Dudakları bembeyaz.Alnında biriken terleri silmek istiyor gücü yok elini oynatamıyor. Uzanıp ben siliyorum.
Doktor geliyor gencin yanına iki Polis memuru ile.
Soruyor polis hasta sizin mi ? hayır diyor annemin yanına dönüyorum.
İfade almaya başlıyor polis.Kaçta başladın ?
_Kaç kutu içtin ? neden yaptın ?
-Altı buçukta başladım. On buçuğa kadar içtim.Kendimi kaybetmişim. Midemi yıkadılar.
- Neden dedi doktor neden ?
-Bunalıma girdim dedi genç.
-Peki ne olacak dedi doktor. Sen bunalıma girip ilaç içeceksin bizleri de bunaltacaksın. Değer miydi ?
O ana kadar dikkat etmemiştim çok gençti Rengi iyice solmuştu.Bıyıkları henüz terlemeye başlamıştı Henüz 20 yaşında bile değildi..Adalet adalet diye haykıran beyin sözleri yankılandı kulaklarımda
Hayır bunlar sevgisizlikten kaynaklanıyor. SEVGİSİZLİKTEN
Öyle olmasa kardeşinin karısını kemiklerini kırana kadar dövmezdi bir başka adam.
Öyle olmasa Beyin kanaması geçiren hastasının başında onun hayatını kazandırmaya çalışan doktorun üstüne yürümezdi ötekileri.
Ama adalet de adalet diye çınlatıyordu adam koridorları.
Nabzını tutuyorum annemin. Rengi soluktu ama kalbi atıyordu. Şefkati sevgiyi anlatıyordu nabzı atarken. Gözlerim yaşlarla doldu.Solgun yanağına minicik bir öpücük kondurdum.O anda sevgisini bir kez daha hissettim Annemi seviyordum. O da sevgisiyle karşılık vermişti gülümseyerek elimi tuttu sımsıkı.
BEN HER ŞEYDEN ÖNCE SEVGİ DİYORUM SEVGİ.
Nasıl olsa sevgi olduktan sonra saygı da adalette kendiliğinden gelecektir.
SİZCE HANGİSİ?
11.06,1996/ANKARA