Hava sıcak ama ben üşüyorum ANNE!
Kollarına al beni.
Ilık nefesinle, şefkatinle sar beni.
Özlüyorum ANNE özlüyorum seni
Kollarında hiç üşümem ANNE!
BEN ANNEMİ İSTİYORUM..
Neden Anneler bırakıp giderler..Neden hep boynu bükük bebeklerin .
Tadı yok , hayatın Annem olmadan.
ANNE bilmiyorsun ? Sen gidince ayaklarım toprağa basmayı öğrendi.
Oysa sen gitmeden ben bulutların üstünde yaşıyordum.
Üzülsem yanımda,hasta olsam başucumda idin..
Neden gittin. Neden Anne.?
Hala sensiz yaşamayı öğrenemedim ki ben.
Seni çok özlüyorum . Hem de pek çok !!
Hani anlatırdın. Bebekken ateşlenince doktor iğne yapmış, nefesim kesilmişti. Nasıl feryat etmiştin.
Gözlerinden yaşlar boşanmıştı. İğne yapanın yakasına nasıl yapışmış hesap sormuştun.
Öldü sanmıştın öyle mi Anne.
ANNE şimdi neredesin.
Duyuyorsun değil mi?
Çok yalnızım .
Şefkatine muhtacım. Nasihatlerini özlüyorum ANNE!!
Bak elektrikler kesildi,sular da akmıyor.
Bulaşıklara bakıyorum yıkayamam ki
ANNE yanı başımdasın.
Yıka şu bulaşıkları, tuttuğun bana ise, öğrendiğin kendine diyorsun.
Yine kızmıyor,nasihat ediyorsun.
Bir şeyler söylemeye çalışıyorum.
ANNE diyorum yoksun.
Hayal mi?
Hayalinle konuşuyorum.
Duyuyor musun ANNE.
Biliyor musun şimdi her şeyim var.
Çamaşırda ,bulaşıkta makine de yıkanıyor.
Ütü yapmak için kömür aramıyorum.
Hatta soğanları bile doğramıyorum.Kış için hazırlık yapmıyorum. Erişte kesemiyorum. Asma yapraklarını senin gibi salamura yapmıyorum.
Ne yazdan sebzeleri kurutmaya çalışıyorum, nede konserve yapmıyorum. Artın derin dondurucuya atıveriyorum.
Senin titizliğin, telaşın yok artık bu evde.Çünkü sen , sen yoksun ANNE.
Şu kocaman dünyada bir başıma bırakıp gittin yapayalnızım.
Sen gittin ANNE yere basmayı öğrendim.
Sen varken bulutların üzerinden seyrediyormuşum dünyayı. Sen gidince dünyada yaşamayı öğreniyorum.
Sen nasıl baş ediyordun ANNE?
Onca zorluğa nasıl katlanıyordun .
Ya çocuklar ANNE..
Tek, tek hepimizle nasıl de uğraşırdın.
Hatırlıyor musun ANNE bayramlık elbiselerimize kırmızı Kirazlar yeşil yapraklar örüp
dikmiştin.
Çocukluğum geldi şimdi aklıma. O bayram sadece bize değil Ablanın kızlarına da
Örmüştün.
Sen ANNE fedakarlık denince ilk akla gelensin.
Zaten.hiç ayırmadın
ablanın kızlarını da kendi kızlarından.
Mahallenin öteki ucundan taşırdın suyu öf bile demeden.
Kar beyazı çoraplar,kolalı beyaz kurdelelerle yollardın hep okula.
Hiç unutur muyum ANNE!
Dantelli kabarık jüponları.
Şimdi üzülüyorum ANNEM. Koca bir gün Ankara!yı dolaşıp bir çift pabuç beğenememiştim.
Affet, Affet ANNE.
Ne şımarık bir kızmışım.
ANNE mi istiyorum ANNE mi.
Geliverse uzanıversem dizlerine.Okşasa saçlarımı,.Arada bir uzanıp minik buseler kondursa
yanaklarıma geçiverecek günlerdir çektiğim baş ağrılarım, yorgunluğum,sıkıntılarım.
ANNEM sevgisiyle şefkatiyle saracak.
Okyanusta kırık bir sandal gibiyim.Dalgalar savuruyor oradan oraya.Sert bir kayaya çarpınca
Kırılıyor ümitlerim.Yaşama sevincim tükeniyor.
Martıların çığlıklarını duyuyor musun ANNE
Benimle alay mı ediyorlar.
Dalgalar hırçın ve öfkeli ANNE.
Sen yanımda olsan. Martılar alay edemezlerdi.
Dalgalar savurur muydu dik kayalar üzerine.
Hoyratça atar mıydı.
Biliyorlar ANNE sen yoksun.
ANNEM sen olsan tutardın ellerimden.Sarardın kollarınla.
Kolların ne güçlü ANNE.
Kokun ne güzel ANNE
.
Rüzgarın önünde savrulmaktan ,öfkeli dalgalarla boğuşmaktan yoruldum.
TUT ELLERİMDEN TUT ANNE…