ÇOCUKLUK GÜNLERİM VE “PAŞAÇAYIM”
Akasya ağaçlarının serin gölgesinde her sabah kahvaltı yapardık yazın.
Uyandığımda herkes kalkmış,sofra hazır,günaydınlaşma oyunu oynardı ev halkı…
Dönemeçleri kayarak inip,tahta kapıyı açar koşardım.Akasyaların altındaki sedire..
Başımı okşayıp yanağıma kondurulan öpücükler sanki her gün beni seven, benim sevdiğim insanların yapmak zorunda oldukları bir iş..
Ve ben bunu yapmalarını çok seviyorum.
Siz bilir misiniz ?
Serin sabahlarda aslanağzı çiçekleri nasıl kokarlar ?
Ciğerlerimi o eşsiz çiçeklerin mis kokularıyla doldurup,koskocaman açmış olduğum gözlerimle o renk cümbüşünü hayran hayran seyrederdim.
Ufaklık ne getireyim sana ?
Her seferinde “çikolata” diye bağırırdım.
Ne yediğimiz, nasıl yediğimiz önemli değil.
Çünkü hep beraber ve mutluyduk.Hiç anlamazdım nasıl geçtiğini zamanın.
En güzel çay benimkiydi. En kocaman bardakta.En renkli ve en şekerli benim paşaçayım.
Büyük bir zevkle bir dikişte bitirirdim.
Ablamın örülmüş saçlarıyla oynamak,onları karıştırmak ne kadar eğlenceliydi.
Dedemi çok ama çok severdim.Bana sorduğu bilmeceleri.anlattığı masalları dinlemeyi, pamuk sakallarını çekiştirmeyi, nargilesini höpürdetirken çıkan balonları izlemeyi severdim.
Hiç anlamadım nasıl geçti zaman . Hiç anlamadım ne zaman gittiler ?Ne çabuk bitti bilemedim.
En son hatırladığım bir sabahtı belki. Yine neşeyle koştum onlara.Yine öptüm yine gittiler…
Ve şimdi hatırladığım çocukluk ta kalan hatıralar ve küçücük kalbime sığan kocaman sevgileri yaşamış olmak.
O evi özlüyorum.Yerinde şimdi iş merkezi apartmanlar var.Sanki benim çocukluğumun,hayallerimin mezar taşları gibi.
Acımasız ve dimdik ayakta duruyorlar..
Bazı zamanlar giderim,oturup dururum saatlerce, evimizin karşısındaki parkta. Gözlerim kapalı hayaller kurarım,tıpkı eskisi gibi…
İşte orada.Dallarından düştüğüm kiraz ağacı,çiçek açmış, yeşermiş. Karabaş yine havlıyor komşunun kızına.Eli yüzü kir içinde bir afacan camı kırmış, annesinden kaçıyor.
Babam göründü,yokuşun başında, ona koşuyorum. Bana getirdiği renkli şekerleri almak için.Boynuna atlayıp öpüyorum.
Hava kararmış hiç farkında değilim.Caddeden geçen arabaların gürültüsüyle irkilip , uyanıyorum geçmişimden..
Elimde olsa o günlere dönebilsem. Yine çocuk olsam. Ağladığımda elimi tutan bana masal anlatan dedemi, yaramazlık yaptığımda kızan bağıran annemi,yeni oyuncaklar alan babamı, en çok da sevilmeyi özledim.
ÇOCUKLUĞUMU ÖZLEDİM.
A.İHSAN ERDOĞAN