Ana Sayfa
     Babam
     => MASAL
     => Şiirler
     => Babalar Günü
     => KİREMİT'İN TORUNU
     Anne
     Dost Gönüller
     Sevgi Pınarı
     İKİ YETİM
     ANILAR
     Anlayana
     Damak Tadı
     Haberler
     Fıkralar
     Ziyaretçiler
     Karikatürler
     Şiir dinletileri
     Burçlar
     Akvaryum
     Hava durumu
     Makaleler
     Şarkı Sözleri
     Fragmanlar
     Programlar
     Dost siteler
     Hasbahçe




Kiremitten Damlalar. - Babam


Sanılır ki babalar söz konusu olunca oğullardan söz edilmelidir. Tıpkı anne denince kız evlatlardan söz edildiği gibi. Anne, baba, evlatlar! Sonuçta bir bütünden ayrılmaz, ayrılamaz bir bütünden, aileden söz etmek gereklidir. Anne denince hepimizin aklına şefkat, şefkat denince de anneler geliverir. Çocuğun doğumuyla birlikte bakımı, ilerleyen yıllarda ise eğitim ve öğretimi, hasılı çocuğun tüm sorumluluğu anneye aittir. Değişmeyen, değişmeyecek bir kuraldır.Bir büyüğün ifade ettiği gibi anneler şefkat kahramanlarıdır. Anneler !...Onlar başımızın tacıdır, onların hakkı ödenmez, Cenab-ı Hak onları cennetle müjdelemiştir.Tüm annelerin ellerinden öpüyorum.
Babamdan söz etmek istiyorum.
Neden mi? Aile bir bütün olduğundan, ailedeki bireyleri tek tek ayırt etmek mümkün olmadığından,
BABAM!
Bütün babalar gibi. Dürüst ve çalışkan, iyi ve mert insan, en güçlü, en akıllı, en bilgili, oydu benim için. En çalışkan da oydu, en sert, en kızgın benim babamdı, yüzünün ifadesiyle kızgın olduğunu anlamak kolaydı, geride kalan hatıralarla dolu yıllara dönüp baktığımda o kızgın yüz ifadesini hiç görmediğimi hatırlıyorum. Öfke hiçbir zaman ses tonuna yansımamıştı. Gözleri hep gülerdi. Neşe doluydu, o BABAMDI. Kıvır kıvırdı saçları, öylesine kıvırcık saçları vardı ki alnının ortasına üzüm salkımı gibi sarkardı, çocukluğumun hatıralarında hiç de olumsuzluk görülmüyor, Şefkat ve sevgi dolu bir yuvada açmış taze bir çiçekmişim meğer. Kuş uçsa onun kanadının rüzgarından bile sevgi dolu bir BABA, şefkatli bir ANNE, NE MUTLU.
Annem!... Anlatır eski günleri yad ederken. Ayağına yatırıp uyutmaya çalışırken sevindiğinde, hüzünlendiğinde, elinden düşürmediği bağlaması ile ninniler söyleyen BABAM. İlkokula başladığımda boyuma bakıp ta okula kabul etmek istemeyen öğretmenlerle mücadele edişi, biraz daha büyüdüğümde arkadaşım BABAM. Her genç kızın en yakın dostu, arkadaşı annesi değil mi dir? Benim ise BABAMDI. Öğretmenim, arkadaşım, sırdaşımdı ve BABAMDI. Onunla Ankara'da dolaşmak bir pastanede portakal suyumuzu yudumlarken yaptığımız doyumsuz sohbetler mazide kalan bir hatıra şimdi. Sezon başladığında tiyatronun ilk galası bir sanatçının ilk konseri, birlikte tıpkı bir arkadaş gibi hep baba kız birlikteydik. Bir 23 Nisan çocuk bayramı, 19 Mayıs Stadyumunda şiir okuyacaktım, henüz 10 yaşında idim, annem ve kardeşlerimi kapalı tribünde görmüştüm. Bir projektör gibi gözlerimle tüm tribünleri taradım. O yoktu. Babamı göremedim. Şiirimi okumak istemiyordum, ağlamaya başladım, durumumu fark eden İlköğretim Müdürü "Ağlama şiirini oku baban burada" onu gördüğümde dünyayı bağışladılar sandım, sevincimi anlatamam o gülümsüyordu, yanıbaşımdaydı. Büyük bir coşku ile okudum, alkışlar ilgilendirmiyordu beni, ona koştum, anlımdan öptü, çünkü o yazmış, o öğretmişti, o benim BABAMDI, BABAM!!
Yıllar öyle çabuk geçiyor ki, zamanı durdurmak mümkün olsaydı ben en çok o yıllarda yaşamayı seçerdim, daha o yıllarda küçücük bir çocukken ayrılığın acısını içimde duyduğumu hatırlıyorum. Hep dualar ederdim, Ne olur Allah'ım, ne olur annem, babam hiç yaşlanmasın, ben hiç büyümemeyim.
Yılların geçeceğini, devranın döneceğini hiç aklıma bile getirmezdim. Mutlu ve huzurlu ailenin çocuğu olmanın şımarıklığını mı taşıyordum diye sormadan edemiyorum yıllar sonra kendime ve bir gün "O günü unutmak çok zor" bir gün sonra gelin olacağım, yeni bir dünyaya yol alacağım, belki de bilmediğim bir dünya. O sabah uyandığımda babamın notları arasına gizlenmiş bir şiir elime geçti, hemen annem ve babama "Ben evlenmiyorum, sizden ayrılamam" diye ağlamış ve babamı da ağlatmıştım. Yine o ikna etmişti. O BABAMDI
Hayat sürüyor, rüzgarın önündeki sonbahar yaprağı gibi ilerleyip gidiyor ve bir gün bir telefon haberi ile hiç bitmeyecek kadar uzun bir gece yolculuğu. Sanki hiç sabah olmayacakmış gibi karanlık, en güzel, en şefkatli babamı sonsuz yolculuğuna uğurladım, artık kuruyan göz pınarlarım ve akmayan göz yaşlarımla onu özlüyorum, hem de çok, pek çok.



Ali Kiremit

Ankara

P.T.T Memuru

10/10/1968



GEÇİP GİDİYOR…

Dayanamam senin ahu zarına
Kara taş basayım ben bağrıma
Kavuştur yaradan beni yarime
Günlerim ahınan geçip gidiyor.

Feleğin sillesi ölümden acı
Kalmadı dünyada anayla bacı
Felek giydirmedi başıma tacı
Günlerim ahınan geçip gidiyor..

Yeter hey yaradan yaptığın zulüm
Hiç dinmez ağrısı ağlıyor gözüm
Gelin oluyor sevgili kızım
Günlerim ahınan geçip gidiyor..

Kiremit ağlayıp akıtma şayı
Güldür hey yaradan bu garip başı
Ayrılmaz gönlümün yazıyla kışı
Günlerim ahınan geçip gidiyor.



 
19905 ziyaretçi (31194 klik) kişi burdaydı!

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol