Polatlı’da Hayat
Babanın Erzurum’ da görevi bitmiş askerlikten önce yaptığı ,öğretmenlik mesleğinden ayrılıp ,P.T.T de göreve başlamıştı.
Ankara’nın şirin ilçesi vatani görevinden sonra ilk görev yeri.
Şaşkın kızın artık hatıralarında Polatlı daha belirgin.P.T.T binası tren istasyonunun yanında.
İlk okul da tren köprüsüne yakındı.
Hatıralarımda yaramazlıklarım gülümsetiyor.
Evimiz kocaman bir avlu içindeydi.
Avluda ayrı, ayrı binalar vardı. Kimi iki katlı, kimi tek katlı yüksek, aydınlık ve geniş evlerdi.
Beş altı basamaklı merdiveni vardı evimizin.
Küçük bir antre girişinden sonra kocaman bir salona giriliyordu. Kış olunca salonun ortasına kurulurdu soba..İki tane de odası olduğunu hatırlıyorum
Pazara giderken nasıl olduysa annem evde bıraktı beni. Avlu kapısı sürekli kapalı olduğu için bahçede oynamamıza izin verirdi..Hemen gidip gelecekti.
Aynı avluda oturduğumuz ailelerin çocukları ile oyuna dalmıştım.
Ne oynuyorduk bilmiyorum lakin süratle döndüğümü, durmak isterken de dengemi kaybedip, evimizin mermer merdivenlere başımı çarptığımı annemin çığlıklarıyla kendime gelince anladım.
Annemin kucağındaydım, koşuyordu bir yandan da hastaneye yetiştirmeye çalışırken babama da haber ulaştırmak çabasındaydı.
Yüzüm gözüm kan içindeydi. Doktorlar ne dedi nasıl tedavi etti hatırlamıyorum.
Sol gözümü kaybedebilirdim.günlerce pansumana yaptırmak için hastaneye taşıdı annem.
Hala sol yanağımda ve gözümün altında izi belli.
O yıllarda okula başlama yaşında değildim.
Bir gün yağmur sonrası bahçeye çıkmama izin vermişti annem.
Arkadaşlarım okulda idi. İki ağacın arasında hep çamaşır ipi olurdu
Annem da teyzeler de çamaşır asarlardı. O gün uzun boylu teyze çamaşır asmıştı..Ama ağaçlarlın arasında su birikmişti..
Canım sıkılmıştı kimse yoktu.Küçük, küçük taşlar vardı elimde.Uzaktan attım nereye gideceğini hesap edemezdim çok küçüktüm,
Taş su birikintisine isabet etti cup diye ses çıkardı.
Teyzenin bembeyaz çarşafı üzerinde minicik bir benek oluştu.
Eğlenceli bir oyundu..
Taşlar büyük olunca daha büyük desenler çıkıyordu.Öyle güzel oynuyordum ki, teyzenin kulağımı çekmesiyle oyun bitti.
Ama çok kızmıştı. kucağına aldı kendi evinin önüne götürdü .
Ağzıma acı biber sürdü, Yanaklarım yanıyordu gözlerim den yaşlar akıyordu.
Avazım çıktığı kadar bağırdım. Annem sesimi duymuştu. Cezam çok ağırdı,
Asıl cezayı annem çekti. Çünkü o çamaşırları toplayıp yeniden yıkadı.